Aromatik Bitkiler ve Baharat Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Aydın Acun
Aromatik Bitkiler ve Baharat sektörü hayatımıza lezzet katarken dünyada heyecan verici bir şekilde büyüyor. Sektör dünyada talebi somut olarak artan, teveccüh gösterilen ileride de büyümesi en net öngörülen bir sektör olarak karşımıza çıkıyor.
Son dönemde gıdayı anlatan gastronomiden yaşam tarzına, yaşam tarzından sosyolojik – bilimsel yayınlarda gıdadaki trendlere baktığımızda bir kaç madde ön plana çıkıyor:
- Yediğinde iyi hissetmek, mutlu olmak
- Geleneksel lezzetlere modern dokunuşlar
- Doğadan toplanan
- Lezzetlerin kontrastı
Dünyada gıda trendini belirleyen bu maddeler adeta Baharatı anlatıyor. Aromatik Bitkiler ve Baharat damağa tat katmaya devam ediyor.
Sağlıklı yeme ve sağlıklı yaşamla bezenen sağlık faydaları artık gıdada belirleyici bir kaç faktörden biri oldu. Kalori alma endişesi duymadan, yağ, tuz, şeker ilavesi olmaksızın gıdanın aromasını zenginleştiren Baharat çağın sağlıklı ve faydalı gıda trendinde kendine başlarda yer buluyor. Bu durum tarladan sofraya en az eleştirilen, faydalarının sürekli gündeme geldiği bir ürün grubu haline getiriyor sektörümüzü.
Türkiye’de özellikle son iki yılda ekonomik durumla beraber toplam talepte bir miktar yavaşlama oldu. Biz bunun geçici olduğunu düşünüyor, yeni ürünlere, karışımlara, çeşnilere olan talebin artmasından memnuniyet duyuyoruz.
Sektörün gelişmesi açısından mono ürünlerden (Pul Biber, Karabiber, Kimyon, kekik vs) karışım ürünlere çeşnilere geçiş çok önemli. Türk halkı karışımları daha çok evde yapıyor. Mono ürünlere diğer mono ürünleri ekliyoruz . Yöresel otlar da burada önemli. Kendi lezzetimizi yaratmamız güzel ama tadılacak bir çok yerel ve uluslararası tat ve ürün var. Sektörün amacı hazır ürünlerle de bu lezzetleri tüketiciye sunmak. Burada almamız gereken daha yol var.
2024 yılında sektörün ekonomize sağladığı katma değerin 65 Milyar TL’sına yaklaştığını tahmin ediyoruz. Tarımsal üreticilerden işleyicilere, işleyicilerden ihracatçılara oluşan değer zincirinde tüketimin %40’dan fazlasının açık olarak arz edildiğini değerlendiriyoruz. Ambalajlı ve standardı yüksek ürün konusunda gelişim göstermeliyiz.
Ülkemizde yetişen baharat tüm coğrafi bölgelerimize yayılsa da, toplam üretimde Güneydoğu Anadolu Bölgesi en önemli havza, ihracat hacmi ve değeri açısından ise Ege Bölgesi başta geliyor. İçeride hacim olarak en çok tüketilen ürünler sırasıyla Pul Biber, Tatlı ve Acı Toz ile Kırmızı Biber ailesi, Hindistan Cevizi, Karabiber, Susam, Kimyon, Çörekotu, Tarçın ve Kekik şeklinde sıralanıyor.
Üretimin 2024 yılında 500.000 tona ulaştığı tahmin ediliyor. Tüketinde olduğu gibi üretimde de Kırmızı Biber açık ara en büyük payı alıyor. Son beş yılda %40’a yakın artış kaydedilen Biber üretimi 2024 yılında 340.000 tona ulaşıyor. 2024 yılında 2. sırada yer alan Defne Yaprağı üretimi son 4 yılda 40.000 ton bantında seyrediyor. 2022 yılında 40.000 tonu geçen Kekik üretimi 2024’de 2022 rakamının yarısına düştüğü görülüyor.
Türkiye coğrafyası aromatik bitkiler ve baharat üretimine oldukça uygun. Özellikle iç ege, akdenizin kuzeyi ve iç anadoluda atıl duran arazilerin tarımda değerlendirilmesi çok kritik.
Dünyada ticarete konu olan 350 baharat bitkisinden bir kısmı küçük miktarlarda da olsa, 100’ünün ihracatı hali hazırda ülkemizden gerçekleştirilmektedir. Yıllık ortalama 220 – 250 milyon USD bantında ihracat yapıyoruz. 2024 yılında da 222 milyon USD ihracat gerçekleştirdik. ABD, baharat ihracatımızda 30,6 milyon USD ile ilk sırada yer alıyor. Akdeniz ikliminde yetişen defne ağacına uygun coğrafyası ile Defne yaprağında dünya üretiminin yarısından fazlasını karşılıyoruz. İhracatımız 60 milyon USD bantını geçti. Önemli bir artış trendi de var. Dünya toplam Kekik ihracatında yaklaşık %40 pay sahibiyiz.
Yukarıda da belirtiğimiz atıl arazilerin de devreye alınmasıyla ve katma değerli ürünleri geliştirerek ihracatımızı bir kaç kat arttıracak potansiyelimiz bulunmaktadır. İlk formatta yer alan ham bitki metaryali ihracatı da önemlidir, ama arzulanan daha ileri işlenmiş ve geliştirilmiş ürünlerin ihracatının arttırılmasıdır. Burada Türk Baharatı markasının yaratılması ve desteklenmesi kritik unsurdur.
Sorunlarımız çok ama çözümsüz değildir:
Bugün bulunduğumuz nokta, bulunmamız gereken yerin oldukça gerisindedir. Sektör yeterince organize değildir. Tedarik zincirin her aşamasında KOBİ’ler yer almaktadır Değer zincirinin tüm aşamalarında yönetim ve kordinasyon eksiği gözükmektedir. Değer zincirinde yer alan aktörler çiftçi, toplayıcı, aracı, işleyici, paketleyici, toptancı, perakendeci, ihracatçı, ithalatçı ve tüketicinin şeffaf platformlarda bir araya getirilerek bilgi paylaşımı sağlanmalıdır.
Ülkemizin sahip olduğu coğrafyanın sunduğu çeşitlilik içerisinde birçok baharat ve aromatik bitki yetişmektedir. İç piyasa ve dış piyasaların doğal beklentisi, belli bir kalite ve standart dahilinde süreklilik içerisinde yapılan üretim ve neticesinde arzıdır. İç ve dış piyasaların talep ettiği miktar ve kalitede baharat ve aromatik bitki üretimi yapılamamaktadır. Daha çok doğadan toplama ile yapılan üretim, sektörün ham madde ihtiyacını sürekli ve kesintisiz olarak karşılamamaktadır. Süreklilikde sorunumuz sektöre set çekmektedir. Doğadan toplananların düzene sokulması, kültür tarımının geliştirilmesi gerekmektedir.
Talebe uygun standartta üretilen ürün, doğru biçimde paketlendiğinde – pazarlandığında değerli olmaktadır. Türkiye’deki baharat ticareti, ihracat da dâhil, genelde açık dökme ürünler üzerinden sürmektedir. Türkiye gıda sanayinde birçok güçlü markaya sahip olmamıza rağmen baharatta kuvvetli markamız çok azdır. Bu durumda ticaret hacmimizde büyük uluslararası firmaların tedarikçisi olmayla sınırlı kalmaktadır.
Pazarlamaya önem vermek ve katma değerli ürünlere yönelmekten başka çaremiz gözükmemektedir.
2025 yılında iç piyasada talebin sabit kalacağını öngörüyoruz. Döviz kurlarındaki artışın enflasyonun altında kalacağı değerlendirmeleri ihracatımızı bir miktar olumsuz etkileyebilecek olsa da dünyadan talepte bir miktar artış olacağı düşüncesindeyiz.
Bu durum orta ve uzun vadede sektörümüzün büyük gelişim göstereceğine inancımızı azaltmamaktadır.
Aromatik Bitkiler ve Baharat sektörünü parlak bir gelecek beklemektedir.