Susam, Helva ve Reçel İmalatçıları Derneği (SUTHER) Yönetim Kurulu Başkanı Necati Göksu:
“Lezzetlere Lezzet Katan Sır: Susam”
Susam (Sesamum indicum), insanlık tarihinin en eski yağlı tohumlardan biri olarak kabul edilir. Susam, Afrika ve Asya'nın tropikal bölgelerinde yetiştirilen bir bitkidir. Türüne göre beyaz, sarı, siyah, gri, kahverengi ve kırmızı gibi renklerde olabilir. Susam, tohumlarında ağırlığının yarısından fazla (yüzde 50-60) yağ bulunduran bir yağ bitkisidir. Susam, yüksek oranda yağ, protein ve lif içerir. Aynı zamanda E vitamini, magnezyum, kalsiyum, demir ve çinko gibi önemli mineraller açısından da zengindir. Susamın içeriğinde yağda çözünen antioksidan E vitamini bulunur. Ayrıca antioksidan özelliği olan selenyum minerali de susam tohumunda yer almaktadır. Besin değeri çok yüksek olan susam, diş ağrılarını hafiflettiği, enerji verdiği, yaşlanmayı önlediği ve vücudu rahatlattığı kabul edilen bir bitkidir.
Susam, geleneksel tıpta çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılır. Antienflamatuvar, antioksidan ve antikanser özellikleriyle bilinir. Susam tarımı, özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir gelir kaynağıdır. Küçük çiftliklerin sürdürülebilirliği açısından önemlidir.
Susam tohumu dünya çapında çeşitli şekillerde kullanılmaktadır. Susam yağı yemeklik bir yağ olmasına karşın, kullanımı ekonomik olmadığı için ülkemizde bitkisel yağ olarak tüketimi sınırlı kalmıştır. Yazlık bir yağ bitkisi olan susam, yemeklik yağ sanayisinde kullanımından ziyade, tahin ve tahin helvası üretiminde ve kuru pasta, simit gibi unlu gıdaların imalatında kullanılmaktadır. En çok tahin ve tahin helvası yapımında kullanılan susam; sabun, ilaç ve kozmetik sanayiinde de kullanılmaktadır. Afrika’da susamın yapraklarının da yenildiği görülmektedir.
Dünyada 2014 yılında yaklaşık 10.6 milyon hektar alanda 5.5 milyon ton susam üretimi gerçekleşmiştir. Susam ekim alanları büyük oranda Sudan (yüzde 24), Hindistan (yüzde 8.9) ve Myanmar’da (yüzde 10.2) bulunmaktadır. Türkiye ise dünya susam ekim alanının sadece yüzde 0.2’sine sahiptir. Dünya susam üretiminde, Hindistan (yüzde 14.8), Sudan (yüzde 13.2) ve Çin (yüzde 11.2) önemli pay almaktadır. Dünyada ortalama susam verimi ise 51.8 kg/da’dır. Hindistan, Sudan ve Çin’de dekara verim sırasıyla 40.6 kg, 28.5 kg ve 122 kilogramdır. (FAO, 2016).
Susam, ülkemizde en çok Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ekilir. Susam sıcak bölgelerde yetişir, bu bölgelerde yetişme döneminde aylık sıcaklık ortalamasının 20 dereceden az olmaması gerekir. Gelişme süresinin kısa olması nedeniyle her türlü kültür bitkisiyle münavebeye girebilir. Son yıllarda, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hububattan sonra ikinci ürün olarak ekilişi yaygınlaşmaktadır. En yoğun üretim yapılan iller arasında Antalya, Muğla, Aydın ve Mersin bulunur.
Türkiye, dünya susam üretiminde önemli bir paya sahiptir, ancak son yıllarda üretim miktarlarında dalgalanmalar yaşanmıştır. Türkiye'nin yıllık susam üretimi genellikle 20 bin ve 30 bin ton arasında değişmektedir.
Türkiye hem iç tüketim hem de ihracat için susam üretmektedir. Tahin, simit ve diğer geleneksel gıdalar için önemli bir bileşen olan susam, ayrıca kozmetik ve ilaç sanayilerinde de kullanılır. Ancak susam üretimi iç talebi karşılamamakta ve ithalat yapılmaktadır. Nüfus artışının devam etmesiyle beraber susam talebinin artacağı tahmin edilmektedir. Üretimdeki azalmayla beraber artan nüfusun talebi düşünüldüğünde susam ithalat miktarı ve döviz kaybı artacaktır. Bu durum dış ticaret açığının büyümesine sebep olacaktır. Birtakım özendirici önlemler alınarak, susam ekim alanlarının genişlemesi sağlanabilecek ve yerinde kırsal kalkınma desteklenmiş olacaktır. Diğer taraftan ise ithalat yoluyla yurt dışına çıkan döviz ülke içerisinde kalacak ve dış ticaret açığı küçülecektir.
Dış ticaretteki gelişmelerle Türkiye’de ilk susam ithalatı 1975 yılında yapılmış ve 1986 yılında kadar düzensiz olarak devam etmiştir. Bu yıllarda ihracat miktarı, ithalat miktarından fazla olmuştur. 1986 yılından sonra her yıl düzenli olarak ithalat yapılmış ve susam dış ticareti devamlı olarak açık vermiştir. Türkiye susam ithalatı 1990-2000 yılları arasında küçük dalgalanmalar göstermiş ve ortalama 27 bin ton civarında seyretmiştir. Ancak 2000 yılından sonra daha şiddetli dalgalanmalarla beraber hızlı bir şekilde artmış 2001-2006 yılları arasında ortalama 72 bin ton, 2007-2013 yılları arasında ise ortalama 100 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin susam ihracatı ise yok denecek kadar azdır ve ithalatta olduğu gibi, küçük miktarlarda da olsa dalgalanma göstermektedir. Ele alınan dönemde bu miktar 1.478 tondan 2.435 tona yükselmiştir. Türkiye susam dış ticaretinde net ithalatçı durumdadır. (TÜİK, 2016).
Çok büyük oranda ithalata bağımlı olunan susamda, Türkiye aynı zamanda üretici bir ülkedir. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin yaptığı açıklamada; Türkiye'nin, 2022 yılında 77 milyon dolar olan susam ihracatını 2023 yılında yüzde 62'lik artışla 124,5 milyon dolara çıkardığı belirtildi. Türkiye’den, 2023 yılında yapılan susam ihracatında Polonya 9 milyon 164 bin dolarlık tutarla lider olurken, zirvenin ortağı Irak’a 7,7 milyon dolarlık susam ihraç ettik. Almanya Türkiye’den 3,2 milyon dolarlık susam talep ederken, Yunanistan’a 2,6 milyon dolar, Romanya’ya 2,5 milyon dolar, İsrail’e 2,4 milyon dolar ve Japonya’ya 2,3 milyon dolar susam ihraç edildi.
Yıllık susam ihtiyacının yaklaşık yüzde 95’ini yurt dışından karşılayan Türkiye, bugün itibariyle dünya genelinde Çin’den sonra en çok susam ithal eden ülke konumundadır. Yılda 236 milyon dolar değerindeki bu ithalat, küresel pazarda gerçekleşen toplam ithalatın yüzde 11’ine denk geliyor.
Türkiye’de yerli üretim tüketimi karşılayamadığı için 2023 yılında 215 bin ton susam ithalatı yapıldı. Türkiye, 2023 yılında 38 ülkeden ithal ettiği 215 bin ton susamın yüzde 28'ini Çad'dan, yüzde 21'ini Sudan'dan, yüzde 15'ini Brezilya'dan, yüzde 9'unu Nijer'den ve yüzde 5'ini Pakistan'dan temin etti. Bu beş ülke, toplam ithalatın yüzde 78'ini oluşturdu.
Türkiye'deki susam üretimi hem tarımsal çeşitlilik hem de ekonomik getiri açısından önemlidir. Bu bitkinin üretiminin artırılması ve sürdürülebilir kılınması için tarımsal politikalar ve çiftçi destek programları büyük önem taşır.