COVID-19 Sonrası Bitkisel Yağ ve Yağlı Tohum Sektörü

COVID-19 Sonrası Bitkisel Yağ ve Yağlı Tohum Sektörü

COVID-19 Sonrası Bitkisel Yağ ve Yağlı Tohum Sektörü

TGDF Akademi’nin düzenlediği COVID-19 Konferansları serisinde bitkisel ya ve yağlı tohum sektörünün durumu mercek altına alındı. Moderatörlüğünü TGDF Genel Sekreteri İlknur Menlik’in yaptığı toplantıda yağ sanayicileri iç ve dış gelişmeleri değerlendirdi.

Konferansın ilk konuşmacısı Savola Gıda Tedarik Zinciri Direktörü Aysun Aras oldu. Aras ülkemizde en fazla tüketilen bitkisel yağın ayçiçek yağı olduğunu, ancak yeterli ayçiçeği tohumu üretimi olmadığı için bu konuda dışarıya bağımlı olduğumuzu söyledi. COVID-19 sonrasında Avrasya Ekonomik Birliğinin aldığı ihracatı kısıtlama kararları ile ayçiçeği tohumu tedarikinde sıkıntı yaşandığını belirten Aras, devletin yerinde müdahaleleri sayesinde ham yağ ithalatı yapılarak açığın kapatıldığını ifade etti.

Aras, devletin tüketiciyi desteklemek amaçlı, yerinde, hızlı, fiyatların yükselmesini önlemeye yönelik önlemler almasına rağmen hammadde fiyatlarındaki artışın engellenemediğini, elde stok olmadığı için bu fiyat artışının tüketiciye yansıdığını söyledi. Aras konuşmasında COVID-19 sonrasında tüketici alışkanlıklarındaki değişimi ve zeytinyağı ihracatını da değerlendirdi:

Aysun Aras: “Gıda güvenilirliği son derece önemli bir noktaya geldi”

“Ürünlerin yenilikçiliğinden ve farklılığından ziyade bulunabilirliği ve ulaşılabilirliği önem kazandı. Global köyden lokal köye dönüş yaşanırken yerel üretimin artması için yaptığımız çalışmaların önemi ortaya çıktı. Ucuzluktan ziyade kalite bir tercih sebebi haline geldi. Özellikle zeytinyağında durum böyle. Bu eğilimin devam edeceğini düşünüyoruz.

Gıda güvenilirliği son derece önemli bir noktaya geldi. Tüketici sağlığına çok daha fazla dikkat ediyor. Gıda atığı azalıyor. Daha kaliteli ürün alan tüketici, ürünün kıymetini biliyor. Gıda tutumluluğu başlıyor. Ambalajlı gıdaya dönüş sayesinde daha güvenilir tüketim verilerine de ulaşılıyor.”

“Zeytinyağı ihracatı için devlet desteği çok önemli”

“İhracat anlamında, zeytinyağında İspanya’ya bakmamız gerekiyor. İspanya 1,2 milyon ton civarında üretim yaparken bizim yaklaşık 200 bin ton civarı bir üretimimiz var. Dolayısıyla global markette İspanyolların fiyat politikası belirleyici oluyor.

Burada devlet desteği çok önemli çünkü biz rekabet edebilmek için o piyasanın fiyatına ulaşmak durumundayız. Halen aramızda hayli yüksek bir parite var. Bizim ihracatçı firmalar olarak bu konuda devlet desteğine çok ihtiyacımız var. Bunu yıllardır gündeme getiriyoruz, ara ara birtakım değişiklikler oluyor ama desteklerin şu anda çok yeterli olduğunu ne yazık ki söyleyemiyoruz.”

Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye, Afrika Ticaret ve Satış Lideri Alkan Yüksel ise dünya ticareti anlamında ilginç bir dönemden geçildiğini vurguladı. Petrolde yaşanan talep daralmasının biyodizeli etkilediğine, bunun da yağ arzında fazlaya neden olduğunu belirten Yüksel, daralmanın devam etmesiyle fiyatlar üzerindeki baskının artacağını söyledi. Türkiye’nin yağ konusunda dış ülkelere bağımlı olduğunu belirten Yüksek şunları söyledi:

Alkan Yüksel: “Bitkisel yağ konusunda proaktif olunması gerekiyor”

“Gelecekte yine ithalata muhtaç kalacağız. Bu nedenle stok planlamasının iyi yapılması gerekiyor. Stokumuz azaldığında, hammadde aldığımız Rusya, Bulgaristan, Moldova, Ukrayna’da fiyatlar yükseliyor. Bu nedenle Türkiye erken pozisyon almalı, ay çekirdeğini erkenden alıp stoklamalı.

Ancak çiftçinin de korunması, maliyetinin altında fiyatlarla karşı karşıya kalmaması gerekiyor. Çiftçi desteklenmeli ki üretime devam etsin. Aksi halde gümrük vergileri ile koruma sağlanmaya çalışılıyor, bunun üzerine her şekilde içeride fiyatlar artarak tüketiciye yansıyor. Çiftçinin maliyeti her sene artıyor. Üretimden gelen maliyet artışını engellemek için çiftçiye doğrudan destek verilmeli.

Üretiminin karşılığını alamayan çiftçi farklı ürünlere geçiyor. Bu da üretim planlamasında dengesizliğe neden oluyor. Bu anlamda daha sıkı kontrol ve destekleme politikalarına ihtiyaç duyuluyor. Devlet destekleri belirli bir noktaya kadar işe yarıyor ancak oyunun kuralları o kadar sık değişiyor ki değişikliklere yetişilemiyor. Bu nedenle proaktif olunması gerekiyor."

Konferansa izleyici olarak katılan Sunar Grup CEO'su Hasan A. Özkan da söz alarak değerlendirmelerde bulundu. COVID-19 sırasında arz yetersizliğinin engellenmesi adına alınan önlemler sonucu aşırı bir stok oluştuğunu belirten Özkan, bunun çiftçi üzerinde olumsuz etki yaratacağını ifade etti. Özkan şunları söyledi:

Hasan A. Özkan: "Önlemler ithalat bağlantılarını cazip kılıp çiftçiyi üzücü bir noktaya getirecek"

"Rusya’nın gönderimindeki sınırlamalar, kur belirsizlikleri, iç piyasada talep artışı gibi nedenlerle ithalatın önü açılınca çok fazla alım yapıldı; Çukurova hasadından çok sonrasına, Trakya hasadına kadar yetecek bir pozisyon alındı ve aşılıyor. Çukurova ürününün özellikleri, yağ oranları ve alımlardaki finansman modelleri var olan ithalat bağlantılarını çok daha cazip kılıp iç piyasadan talebi azaltıyor, çiftçiyi yine üzücü noktaya getirecek gibi görünüyor."

"Oluşacak arz fazlası ihracat için fırsata dönüşmez"

"Ayçiçek yağında zaten ihracatta ciddi bir zorluk yaşanan ve kendi içinde rekabet nedeniyle daralmaya mecbur bir noktadayız. Kurlar ne kadar artsa da, bizim kendi iç ihtiyacımızın bile çok daha altında üretimimiz olduğu için ithale bağımlı bir ihracatımız var. Çekirdek ve ham yağ aldığımız rakiplerimiz kendileri üretim yapıp iç piyasaya ve bölgeye dağıtmaya başladıkları için ayçiçek yağı tarafında bir sıkıntı var.

Sadece ayçiçek yağında değil, mısır yağında da Libya gibi bazı ülkelerde anlık spot çok ciddi talep artışları buradaki fiyat ve talep dengesi açısından firmaları çok ciddi zarara uğratıyor, ihracat ayağında sürdürülebilir olmayan modeller daha yaygın hale geliyor. Bu pencereden bakıldığında ihracatta çok iç açıcı bir tablo görülmüyor."

Related Articles

Close