TGDF Akademi’nin COVID-19 Konferansları serisinde şekerli mamul sektörü incelendi. Şekerli mamul sektörünün önde gelen isimleri, salgının sektöre etkilerini değerlendirerek önümüzdeki süreçte yapılması gerekenler konusunda dinleyicileri aydınlattı.
Şekerli mamul sektörü özellikle ihracat açısından Türk gıda sanayiinin en önemli alt sektörlerinden biri. TÜİK verilerine göre 2018 yılında şekerli mamul üretim değeri 11,7 milyar TL oldu. Salgına rağmen gerileme göstermeyen sektör ihracatı 2020 yılının ilk üç ayında 261,9 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu şekilde sektör geçici verilere göre yılın ilk üç ayında 233,7 milyon dolar dış ticaret fazlası vermiş oldu.
TGDF Akademi’nin düzenlediği, moderatörlüğünü TGDF ve Şemad Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kopuz’un yürüttüğü konferansa Barry Callebaut Türkiye Genel Müdürü Neslihan Nigiz Ulak, Eti Gıda İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu ve Durukan Şekerleme Yönetim Kurulu Eş Başkanı Nedim Durukan konuşmacı olarak katıldı.
Neslihan Nigiz Ulak: “İlk önceliğimiz çalışanların sağlığını güvence altına almak oldu”
Neslihan Nigiz Ulak Barry Callebaut olarak COVID-19 sürecinde öncelikle çalışan sağlığını güvence altına almak üzere girişimlerde bulunduklarını, devamında tedarik zincirinin kırılmaması, finansal desteklerin ortaya koyulması, gıda güvenliğinin sağlanması, müşteriye dijital yollarla ulaşma konularına odaklandıklarını söyledi.
“Sektör hammaddeden rafa kadar gıda güvenilirliği konusunda başarılı oldu”
Ulak, yıllar boyu tüketicinin güvenine yatırım yapmış, sadık bir kitle oluşturmuş markaların salgın sürecinden fazla etkilenmediğini, tüketicilerin özellikle hızlı alışveriş dürtüsüyle bildikleri, tanıdıkları ürünlere yöneldiklerini ifade etti. COVID-19 sürecinde endüstriyel gıdada alınan ciddi önlemler sayesinde zincirin kırılmadığını vurgulayan Ulak, sektörün hammaddeden rafa kadar gıda güvenilirliği konusunda iyi iş çıkardığını belirtti.
Hakan Polatlıoğlu: “COVID-19 sürecinde firma öncelikleri değişti”
Hakan Polatlıoğlu ise konuşmasında COVID-19’un eşi görülmemiş bir küresel kriz olduğunu söyledi. Eti Gıda olarak salgın öncesinde gündemlerinde olan birçok konuyu ve bunlara akan kaynakları dondurduklarını ifade eden Polatlıoğlu, normale dönüş sürecinde bu konulara geri dönülüp dönülemeyeceğinin ise henüz bilinemediğini belirtti.
“Yeni krizlere dayanıklı stratejik modeller geliştirilmeli”
İçinde bulunulan dönemin kayıp olarak görülmemesi gerektiğini, bu sayede yenilenmeye ve stratejik düşünce üretmeye kaynak aktardıklarını söyleyen Polatlıoğlu, önümüzdeki dönemde yaşanabilecek yeni krizlere daha dirençli stratejik modeller geliştirmenin gereğini vurguladı. Polatlıoğlu bir soru üzerine sektörün uluslararası pazarda zaten güçlü olduğu için yeni bir arayışa girmesine gerek olmadığını, ancak ticari bağlantıların gelişmeler ışığında yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Nedim Durukan: “Müşterinin yanında olduğumuzu, sağlıklarını düşündüğümüzü gösterdik”
Nedim Durukan da konferansta Durukan Şekerleme olarak deneyimlerini aktardı. Özellikle Türkiye’de birçok köklü firmanın zaman içerisinde çok çeşitli krizlerle karşılaşmış olduğunu belirten Durukan, bu sayede gelişmelere uygun aksiyonları hızla alabildiklerine dikkat çekti. COVID-19 sürecinin dünya için hassas bir dönem olduğunu söyleyen Durukan, şirket olarak müşteriler ile iletişim kurduklarını, yanlarında oldukları hissini başarıyla verdiklerini belirtti.
“COVID-19 döneminde değişen ürün taleplerini dikkate alacağız”
Durukan, dürtüsel satın almaya yönelik ürünlerin karantinadan etkilendiğini, bu nedenle yeni ürünler için Ar-ge çalışmalarına başladıklarını ifade etti. Konuşmasında ihracat verilerine de yer veren Durukan, portföydeki bazı ürünlere olan talebin düşerken bazı ürünlerde artış görüldüğünü, firmanın bunları değerlendireceğini ve gelecekte hangi ürünlere öncelik verileceği konusundaki seçimlerde bu bilgilerin etkili olacağını da vurguladı.