Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde Ankara’da düzenlenen 2022 Dünya Gıda Günü Konferansı’nda kamu, sivil toplum kuruluşları ve sanayi aynı çatı altında buluştu.
Ankara'da bulunan CerModern konferans salonunda düzenlenen Konferansta Açılış konuşmalarını Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu ve Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri (TGDF) Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman yaptı.
Konferansta açılış ve kapanış oturumları haricinde 3 oturum gerçekleştirildi. İkinci oturum “Çevre ve Yaşam” başlığı ile düzenlendi.
Moderatörlüğünü İzmir Ticaret Borsası Ar-Ge Yönetmeni ve Tarımsal İletişim Danışmanı Bilge Keykubat’ın yaptığı oturumda FAO GEF Program Sorumlusu Erdoğan Özevren, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Arzu Önsal, TAGEM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Bülent Sönmez ve TGDF Yönetim Kurulu Üyesi ve TGDF Çevre Komisyonu Başkanı Kürşat Apan konuşma yaptı.
"Gıda fiyatları kırılgan gruplar üzerinde büyük yük"
Oturumda ilk olarak söz alan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Arzu Önsal, gıda fiyat artışının önemli bir konu olduğunu, bunun kırılgan gruplar için daha büyük sıkıntı yarattığını söyledi. Yoksulluk ve açlığı bitirecek bir kırsal kalkınma politikası benimsediklerini belirten Önsal, mevcut finans akışının Paris Anlaşmasına göre yeniden yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Doğal kaynakların adil bir şekilde yönetilmesi gerek"
Sonrasında mikrofonu alan FAO GEF Program Sorumlusu Erdoğan Özveren, dünyada 25 milyar kişiyi besleyecek kaynak olsa bile asıl düşünülmesi gereken konunun nüfus 25 milyarı geçtiğinde ne yapılacağı olduğunu ifade etti. Bu sorunun cevabının doğal kaynaklarda değil, bunları adil şekilde yönetebilmekte olduğunu belirten Özveren, kırsaldaki yaşam kalitesinin şehirlerdekine yaklaştırılması gerektiğini vurguladı. Özveren köyden kente göçün nedenlerini geçim sıkıntısı, sosyal imkanlar, eğitim imkanları olarak sıraladı.
"Çiftçi ürününü aracısız ve örgütsel biçimde satabilmeli"
TGDF Çevre Komisyonu Başkanı Kürşat Apan ise geleceğe bakmadan önce bugün ne durumda olduğumuzu sorgulamamız gerektiğine dikkat çekti. Tarladan sofraya kadar %30-35 civarında bir kayıp yaşandığını belirten Apan, teknolojik imkanların kullanımı ile bunların azaltılabileceğini söyledi. Kırsalda gelir artışı olursa göçün de önüne geçileceğini ifade eden Apan, verimlilik artışı yanında çiftçinin ürününü aracısız ve örgütsel biçimde satabilmesi ile kırsalda üretilen gelirin yine kırsalda kalabileceğinin altını çizdi.
“Sağlam bir toprak bilgi sistemi oluşturulmalı”
Toprağın ekosistemler için önemini vurgulayarak sözlerine başlayan TAGEM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Bülent Sönmez, tarım topraklarının korunması için sağlıklı bir veri tabanına ve sağlam bir toprak bilgi sistemi oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu belirtti. Kirliliğin de kayda değer bir sorun olduğunun altını çizen Dr. Bülent Sönmez, Türkiye’de tam anlamıyla verimli toprak alanının 10 milyon hektar olduğu ve geri kalan alanların organik madde açısından yetersiz kaldığı bilgisini paylaştı.