Başkanın Mesajı

TGDF Başkanı Şemsi Kopuz

Dünya nüfusu hızla artmaya devam ediyor. Dolayısıyla gıda üretimi giderek daha stratejik bir alana dönüşüyor; daha fazla hammadde, daha fazla enerji ve her şeyin daha fazlası… Daha fazlasının önündeki en büyük zorluğu ise küresel ısınma ve iklim değişikliği kaynaklı sorunlar oluşturuyor. Diğer yandan küresel ticaretin rengi değişiyor. Birbiri ardına imzalanmaya başlayan büyük çaplı serbest ticaret antlaşmaları, bazı ülkeler için ticareti kolaylaştırırken, bazılarının ticareti önünde engel teşkil ediyor.  Tüm bunlar bize bir tek şeyi anlatıyor; Dünya yeni bir düzene doğru yol alıyor. Bu nedenle gelecek için atacağımız adımlar daha bir önem kazanıyor. 2023 hedeflerini kısaca bir kez daha hatırlayalım:  2 trilyon dolar gayri safi milli hasıla, 500 milyar dolar ihracat, kişi başına 20 bin doların üzerinde  milli gelir, 150 milyar dolar tarımsal hasıla ve 40 milyar dolar gıda ve içecek ihracatı. Bu hedeflere ulaşmak imkansız değil. Ancak bunu başarmak için değişimin devam ettiği bugünkü dünya düzeninde nasıl konumlanacağımıza iyi karar vermeliyiz. Bugün hepimiz, 2023 hedefine kenetlenmiş durumdayız. Küresel krizle başlayan süreç bize şunu gösterdi; sanayisi güçlü olan ülkeler krizlere daha dayanıklıdır. Bu nedenle ülke olarak ana stratejimiz, özellikle üretim sanayimizi güçlendirmek olmalı.

Türkiye, stratejik önemi daha da artan gıda üretimi konusunda şanslı bir ülke. Gıda sektörü ve ona hammadde tedarik eden tarım sektörü, Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinin başında geliyor. Üretimiyle ülkemizde sayıları 6 milyona yaklaşan çiftçimizin alın terine değer katan, ürünleriyle insanımızın yeterli ve dengeli beslenmesine katkı sunan gıda sektörü, ülke ekonomisine katkılarıyla da öne çıkıyor.

Türkiye’de özellikle kırsalda kalkınmanın lokomotifi olan tarım sektörünü oluşturan faaliyetlerin toplam katma değeri, 2015'te bir önceki yıla göre sabit fiyatlarla yüzde 7,6'lık artışla 11 milyar 926 milyon lira, cari fiyatlarla yüzde 19'luk artışla 148 milyar 288 milyon lira olarak gerçekleşmiştir.

TÜİK'in harcamalar yöntemine göre açıklamış olduğu GSYİH verileri çerçevesinde, 2015 yılında hem GSYİH hem de gıda ve içecek sanayi yüzde 11,7 ile aynı oranda büyümüştür. Sadece ambalajlı gıda olarak sektörün GSYİH'ya katkısı 371 milyar TL'dir.

Gıda sektöründe 2015 yılı itibariyle faaliyet gösteren 42 bin 560 işletmede, 486 bin kişi istihdam edilmektedir.

Sektörün dış ticaret karşılama oranı ise 2014 yılındaki yüzde 203,4 seviyesinden, geçen yıl yüzde 209,1'e yükselmiştir.

Veriler, Türkiye'nin, Türk insanının beslenmesinde üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getiren gıda ve içecek sektörünün, güvenli adımlarla geleceğe yürüdüğünü göstermektedir. 2016’nın da  başta sektör paydaşları olmak üzere ilgili herkes için daha da başarılı geçmesi dileğiyle…

Close