COVID-19 Sonrası Makarna Sektörü Nereye Gidiyor?

COVID-19 Sonrası Makarna Sektörü Nereye Gidiyor?

COVID-19 Sonrası Makarna Sektörü Nereye Gidiyor?

TGDF Akademi tarafından düzenlenen COVID-19 Konferansları çerçevesinde Makarna Sektörü değerlendirildi. Makarna sektörünün ihracatının detaylı şekilde tartışıldığı konferansta, COVID-19 sürecinde sektörün ürün arzında yaşadıkları ve makarna tüketim alışkanlıkları da konuşuldu.

TGDF Genel Sekreteri İlknur Menlik’in moderatörlüğünü üstlendiği konferansa konuşmacı olarak MÜSAD Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Uysallı, TMSD Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, MÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bozkurt ve TMSD Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Göymen katıldı.

Nihat Uysallı: “Türkiye’yi makarnaya boğarız”

Uysallı, COVID-19 sürecinin başında bir gazeteye söylediği ve ülkede büyük yankı uyandıran “Merak etmeyin gerekirse Türkiye’yi makarnaya boğarız” sözünün nasıl söylendiğini şöyle anlattı:

“COVID-19’la birlikte halkta doğal olarak sıra dışı kaygılar ortaya çıktı. Biz, makarnaya hakimiz, matematiğini biliyoruz diye düşünüyorduk. Üretim rakamlarını, ihtiyacını detaylı bir şekilde anlattık ancak piyasa bir türlü ikna olmuyordu.

O an çok güçlü bir mesaj vermek gerektiğini hissettim. Normal olmayan dönemde normal mesajların, verilerle desteklense bile işe yaramadığını gördük. Bu nedenle bir gazeteye 'Merak etmeyin gerekirse Türkiye’yi makarnaya boğarız' sözünü söyledim.

Sonra panik alışveriş sürdüğü dönemde zaman zaman marketler zaman zaman boşaldı. Ancak ertesi gün yine bu rafları doldurmayı başardık. Tüketiciler bunu kendi de gözlemledi ve bir nebze olsun sakinleşti. O kaotik ortam yalnızca sözlerle sakinleşmedi, tüm sektörün arzdaki başarısı bunu sağladı.”

Abdülkadir Külahçıoğlu: Makarna sektörü iyi bir sınav verdi

Makarna sektörünün zor koşullar altında tüketiciyi ürün arzı konusunda sıkıntıya düşürmediğini ifade eden Külahçıoğlu, şunları söyledi:

“COVID-19’un ilk günlerindeki panik ortamında tüketici temel gıdalardan olan, kolay erişilebilir, sağlıklı, besleyici ve güvenilir bir ürün olan makarnaya yöneldi. Makarnanın uzun raf ömrüne sahip olması ve farklı çeşitte yemekler yapmaya elverişli olması diğer gıdalardan artısı. Bu nedenle fazlaca tercih edildi ve raflarda hızlı eksilme oldu.

Makarna sektörü olarak bizler sorulan her soruya uygun cevaplar vererek, basına yaptığımız her açıklamada özen göstererek panik ortamını rahatlattık. Tüketici dışında tabi konunun bir de market tarafı var. Onların paniğini yatıştırmak için de çalışmalar yaptık. Diğer taraftan medya yoluyla tüketicilere ulaşmaya çalıştık. Sektör olarak bu konuda iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. Refleks olarak yaptığımız ilk hamlemiz ihracatı siparişlerimizi ertelemek oldu. Ramazan önü olması, buğday stoklarımızın iyi durumda olması da burada artı oldu.”

Murat Bozkurt: “Makarnayı olması gerekenden ucuza ihraç ediyoruz”

Makarna ihracatındaki birim fiyatının sektörün hak ettiğinin altında olduğunu söyleyen Bozkurt, sorunu şu sözlerle anlattı:

“Türkiye’nin birim ihracat fiyatında geride olmasının sebebi aslında bakış açısıyla ilgili. İtalya bir markadır. Ancak dünyada artık bir Türk makarnası gerçeği var. Bunun marka haline gelip gelemeyeceği ve kalite algısı farkın kapanabilmesinde önemli.

Biz fiyatla makarna satmaya çalışan ülkeyiz. Ancak elimizdeki ürün kıymetli bir ürün. Türkiye’deki teknolojimiz gayet iyi, İtalyanlardan geride değiliz. Kullandığımız buğday hammaddesi dünyadaki standarttan farklı değil.

Marka ve algıdan kaynaklanan bir fark olması doğal, ancak fiyat farkını tümünü açıklamak için yeterli değil. Bu bizim biraz kendimizle olan mücadelemiz. Şu anda Türkiye birim fiyatını yükseltse dahi, şu andaki satış miktarının altına düşmeyecektir.”

Aykut Göymen: AB makarnada İtalya’ya ayrıcalık tanıyor

AB’nin uyguladığı kota nedeniyle Türkiye’nin AB makarna pazarına giremediğini söyleyen Göymen, şunları ekledi:

“Türkiye’nin makarna satış fiyatını İtalya ile karşılaştırmayı doğru bulmuyorum. İtalya’nın ihracatının %75’i AB ülkelerine yapılıyor. Türkiye'den makarna ihracatı ise %70 civarında Afrika ülkelerine yapılıyor. Bunun sebebi AB’ye makarna ihracatımızda 20 bin ton gibi kota olması. Bu kota, içerisinde bulunduğumuz 5. ayda neredeyse doldu.

Dolayısıyla Avrupa’da, süreklilik sağlayabilecek büyük zincirlerle anlaşma yapamıyoruz. Yılın ilk 4 ayında belli bir fiyatla satın alıp, sonradan kota nedeniyle artan maliyetlerle ithalat yapmak karşı tarafın istemediği bir durum.”

Close