Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Türkiye Gıda ve İçecek Dernekleri Federasyonu (TGDF) arasında, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına uyum çalışmalarını hızlandırmak için bir mutabakat imzalandı.
Tarım gazetecisi ve yazar Galip Umut Özdil’in moderatörlüğünü yaptığı FAO ve TGDF Mutabakat Anlaşması İmza Töreni, 9 Kasım’da çevrim içi olarak gerçekleştirildi.
Törende FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu ile TGDF Başkanı Şemsi Kopuz konuşma yaptı.
Açılışta konuşan Galip Umut Özdil, herkesin geleceği için önemli bir anlaşma imzalanacağını söyledi ve sözü TGDF Başkanı Şemsi Kopuz’a bıraktı.
TGDF Başkanı Şemsi Kopuz: “Başarımız, sorumluluğumuzu arttırıyor”
Gıda ve içecek sanayiinin Türkiye’de ihracat fazlası veren sektörlerin başında geldiğini söyleyerek sözlerine başlayan Kopuz, “Bugün 20 Milyar dolar seviyelerine gelmiş bulunan tarım ve gıda ihracatında 2000’den fazla üyesi ile TGDF imzasının olduğunu gururla söyleyebiliriz. Bu yönüyle baktığımızdan hem gıda ve içecek sektörümüz hem de TGDF günümüz dünyasının küresel bir oyuncusu haline gelmiştir.
Tabii bu büyüklük gurur verdiği kadar sorumluluklarımızı da arttırıyor. Özellikle gelecek kuşaklarımız için; başta su ve gıda olmak üzere tüm kaynaklarımızın korunmasını ve sürdürülebilirliğin top yekün garanti altına alınmasını en temel sorumluluk alanımız olarak görüyoruz.
İklim değişikliği, bölgesel çatışmalar, salgınlar ve bunların getirdiği sıkıntılar ne yazık ki yüzyılımıza damga vuracak boyuta erişmiştir. Dünya çapında açlık 2014 yılından beri hızla artmaktadır. 2020 yılında 811 milyona yakın insanın yeterli düzeyde beslenemedikleri ifade edilmektedir.
Bunların 150 milyondan fazlası kriz, acil durum, afet ve kıtlık düzeyinde açlıkla savaşan, acil gıda ve beslenme yardımına ihtiyaç duyan insanlar” diye konuştu.
“En büyük neden iklim değişikliği”
Sözü edilen sorunların en büyük nedenlerinin başında iklim değişikliğinin geldiğini belirten Kopuz, “Hava – su – toprak - enerji yönetiminin doğru şekilde yapılması, kaynakların verimli kullanımı, sürdürülebilir üretim ve tüketimin en temel öncülü niteliğindedir. Gıda sistemlerini korumanın ve geleceğe güvenle bir şekilde yürümenin başka da bir yolu maalesef kalmamıştır.
Çok şükür ki bilim insanları, hala iklim değişikliğini geri çevirmek adında hala elimizde fırsatlar olduğuna vurgu yapıyor. Ve bu amaçla tüm kurumların devletlerin, şirketlerin ve tabii ki bireylerin çabalaması gerektiğini her şekilde dile getiriyor.
“Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri yol gösterici nitelikte”
İşte bu noktada Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri önemli bir yol gösterici niteliğinde. TGDF olarak 2015 yılından bu yana bu hedefleri ve hedefler için belirlenmiş, 169 indikatörü kendimize pusula edinmiş durumdayız.
Bu amaçların 17’ncisi, aslında kendi başına bir amaç olmayan, ancak diğer 16 amacın varlığı için olmazsa olmaz bir başlık, ‘Amaçlar için Ortaklıklar’ kurulmasıdır.
Federasyonumuz birlikten doğacak kuvvetin bilinciyle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisine faaliyetlerde bulunmaktadır.
“İmzalanacak mutabakat, sürdürülebilirlik yönünde büyük bir adım”
Bugün bu iş birlikleri arasında en verimli olacağına inandığımız birinin ilk adımlarını atıyoruz. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Ofisi ile daha önce birçok kez ortak girişimlerde bulunduk. Bunların haricinde her zaman temasımızı ve diyaloğumuzu sürdürdük, birçok konuda fikir alışverişinde bulunduk, tarladan sofraya gıda tedarik zincirimizin gerçek paydaşları olduk.
Bugün imzalayacağımız Mutabakat Anlaşması, şimdiye kadar gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması yönünde attığımız adımlara büyük bir tanesini daha ekleyecektir.
Umut ederim ki, bu anlaşma uluslararası kuruluşlar ve özel sektör işbirliği bakımından önemli bir model olur ve bundan sonra benzer girişimleri olumlu yönde etkiler.
“Kaybedecek bir dakika dahi kalmadı”
İş birliği içerisinde yürüteceğimiz faaliyetler, hem FAO hem Federasyon olarak uzun süredir çaba gösterdiğimiz konularda; çiftçi, sanayii ve kamu arasında diyaloğun geliştirilmesinde, iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratılmasında, gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğine yönelik kapsamlı adımların atılmasında, hızla ilerleme göstermemizi sağlayacaktır.
Burada kilit nokta ‘hız’. Zira kaybedecek bir dakikamız dahi kalmamıştır. Geleceğe umutla bakabilmemizi sağlayacak bu anlaşmanın tarafı olmaktan gurur duyuyoruz. Sayın Viorel Gutu nezdinde FAO’ya ve bu anlaşmanın gerçekleştirilmesinde payı ve emeği olan herkese teşekkür ediyoruz.
Viorel Gutu: “Yetersiz beslenme dünya genelinde artıyor”
TGDF ile yaptıkları iş birliğinin önemine değinen Gutu, “Bu iş birliği, tarım-gıda sektörü paydaşları ve politika yapıcılar arasında gıda güvenliği, beslenme ve sürdürülebilir tarım konularındaki diyaloğu geliştirmek için bir çerçeve niteliğinde. Ayrıca, sürdürülebilir gıda sistemleri, iklim değişikliği ve gıda kaybı ile israfını azaltmak için farkındalık sağlıyor.
Öte yandan FAO’nun yeni Stratejik Çerçevesi’ne ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uyum sağlama yolunda önemli bir adım” diye konuştu.
“Ortaklık, gıda sistemlerinin yapısını güçlendirecek”
FAO’nun Özel Sektör Katılımı için yeni Stratjisi’nin, özel sektör ile daha proaktif bir etkileşim öngördüğünü, bölgesel ve ulusal endüstri birliklerinin de buna dahil olduğunu dile getiren Gutu, “İmzalanan Mutabakat Zaptı, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı yakalama anlamında, gıda endüstrisi ile iletişimi ve diyaloğu güçlendiren bir adım.
Üretilen gıdaların üçte birinin kayıp veya israf edildiği bir dünyada, gıda endüstrisinin katkılarının gıda israfı ve kaybını azaltma çalışmalarında ne kadar etkili olabileceğini biliyoruz. Öte yandan, bu ortaklığın gıda sistemlerinin bölgesel ve ulusal yapısını güçlendirmeye yardımcı olacağına inanıyorum” dedi.
İmza Töreninin tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz...