İklim değişikliği, koronavirüs pandemisi ve ülkeler arası çatışmalar gibi büyük krizlerin aynı anda yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Dünyanın neredeyse her yerini aynı anda etkileyen bu sorunların yanında hayat devam ediyor; dünya nüfusu artıyor, teknoloji gelişiyor, tüketim alışkanlıkları değişiyor… Gıda, yaşamın olmazsa olmazı. Beslenme, insanlığın temel bir ihtiyacı ve hakkı. Bu nedenle sektörümüz, hiç duraksamadan çalışan ve üreten, insani tarafı çok güçlü ve stratejik bir sektör.
Saydığımız sıra dışı olayların ve güçlüklerin yanında ticaret, rekabet ve mevsimselliğin getirdiği dinamizm, gıda ve tarımdaki çalışma koşullarının sürekli değişmesi anlamına geliyor. Buna uyum sağlamak da sürekli bir mücadeleyi gerektiriyor. Sektör olarak bizler buna alışkınız, zorlukların üstesinden gelecek güçteyiz, ülkemiz ve vatandaşımız için elimizden geleni yapmaya her zaman hazırız.
2020 yılı başında tüm dünyada etkili olan koronavirüs pandemisi, kesintisiz çalışan güçlü bir gıda zincirinin önemini herkese hatırlattı ve sektörümüzün önemi kamuoyu nezdinde daha iyi anlaşıldı. Bizler de o dönemde, uluslararası ticaretin sekteye uğradığı, ham madde temininin zora girdiği, sert karantina tedbirlerinin alındığı bir kriz ortamında elimizden geleni fazlasıyla yaptık, rafları boş bırakmadık, tüketicilerimize her zaman güven verdik.
İçinde bulunduğumuz çağda, gıda ve tarım sektörlerine, geçmişte olmayan yeni birçok sorumluluk da yüklenmiş durumda. Sürdürülebilirlik, yeşil ekonomi, biyolojik çeşitlilik, sıfır atık, kırsal kalkınma bu başlıklardan yalnızca bazıları. Tüm bunlar sektörün sorumluluklarını arttırıyor, faaliyet alanını genişletiyor. Bizler Türk gıda ve içecek sektörü olarak bu konularda dünyayla birlikte hareket ediyor, en güncel anlayışları ve gelişmeleri yakından takip ediyor, proaktif bir anlayışla hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.
TÜİK verilerine göre 2021 sonu itibariyle gıda ve içecek sanayindeki istihdam 555 bine ulaştı. Toplamda 53 binin üzerine işletmenin bulunduğu gıda ve içecek sektörü, 465,9 milyar liralık ciroya sahip ve ülkemize 68,1 milyar liralık katma değer sağlamakta.
TÜİK’in Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) çerçevesinde yayınladığı dış ticaret verilerine göre 2021 yılında ihracat, önceki yıla göre %20,9 oranında artarak 22,94 milyar dolara, ithalat %22,2 artarak 17,18 milyar dolara ulaştı. 2021 yılında dış ticaret fazlası önceki yıla göre %17,2 artışla 5,76 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) olarak ülkemizin çok çalışan, üreten, ülkemize döviz kazandıran, beş yüz binden fazla vatandaşımıza istihdam sağlayan, insanımızın beslenmesini, gıda güvencesini teminat altına alan bir sektörün çatı örgütüyüz. Bunların bize verdiği sorumluluğun bilinciyle çalışıyor ve geleceği planlıyoruz. Gıda ve içecek sektöründe güç birliğinin en büyük adresi ve birleştiricisi olan Federasyonumuz, sektörü yakından ilgilendiren çeşitli yapısal sorunların çözümü için kapsayıcı ve bütüncül bir yaklaşımla çalışmalarını sürdürmektedir.
2022 yılının ülkemiz, vatandaşlarımız ve sektörümüz için olumlu bir havada geçmesi dileğiyle…