Değerli Dostlar,
Bir yılın daha sonuna gelirken, hem işlerimizde hem de ülke olarak, planlarımızı en verimli şekilde yapmaya ve yeni bir yıla umutla ve pozitif hedeflerle bakmaya çalışıyoruz. Son yıllarda sektörümüze yön veren hızlı değişimler ve belirsizlikler 2022 yılını da şekillendirdi. Tüm dünyada gıda emtia fiyatlarındaki artışlara ek olarak bizim maruz kaldığımız kur artışları hammadde fiyatlarımızı ve dolayısıyla maliyetlerimizi ciddi ölçüde artırdı. Dünya tedarik zincirlerindeki aksamalar, enerji ve petrol kaynaklı ulaşım maliyet artışları, üretim maliyetlerimizde ciddi yükselişlere neden oldu. Ülkemizde üretici ve tüketici enflasyon rakamlarından da anlaşıldığı üzere bu maliyetler raflara bire bir yansımadı. Yılın başında patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı, gıda maddeleri ve ihracatımız açısından öngörüldüğü kadar hayati bir sıkıntı yaratmadı. Gıda ve içecek fiyatlarında 2022’de görülen artış hızının, 2023’ün ilk yarısında yavaşlayacağını umut ediyoruz.
Dış pazarda Türk gıda ve içecek sanayii yine dış ticaret fazlası veren ender sektörlerden biri konumunu korudu. TÜİK dış ticaret verilerini kullanarak oluşturduğumuz TGDF Dijital Veri Paneline göre, bu yılın ilk 10 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü olarak 20,2 milyar dolarlık ihracata karşı 17 milyar dolarlık ithalat yaptık. Dış ticaret fazlasındaki gerileme, yetiştirdiğimiz tarımsal ürünlerin ancak kendimize yeter hale gelmekte olduğunu gösteriyor. Hem içeride fiyat artışının yavaşlaması, hem dış ticaret gelirimizin artması için tarım gıda zinciri içindeki tüm aktörlere yönelik politikalara daha fazla özen göstermek gerekiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nca Kasım ayında tüketici fiyatları enflasyonunun %84’e, üretici fiyatları enflasyonunun ise %136’ya düştüğü açıklandı. Bu durum öncelikle üreticiye yansıyor. Resmi verilere göre; üreticilerin maliyeti bir yıl içinde yaklaşık bir buçuk kat artarken; yani 1 liraya temin ettiğimiz ham madde 2,5 liraya yükselirken bunun etkilerinin tüketiciye yansımaması mümkün değil. Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi verilerine göre üretici maliyetlerinde yaşanan orantısız artış, sektörün yoğun çabaları sayesinde tüketiciye tümüyle yansıtılmıyor. Tabi bu durum da sektördeki paydaşların faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini etkiliyor. Bir diğer başlık olarak, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar da önemli bir sorun teşkil ediyor.
Biz başta bu konular olmak üzere sektörün yaşadığı temel sıkıntıları ve çözüm önerilerini netleştirmek adına 30 Kasım’da Başkanlar Kurulumuzu topladık. Buradan aldığımız donelerle Tarım ve Orman Bakanlığını ziyaret ettik, öneri ve taleplerimizi ilettik. Sektör yanında Bakanlıktan söz sahibi bürokratların geniş katılımıyla gerçekleşen toplantının oldukça verimli geçtiğini söyleyebilirim.
Mevcut enflasyon ortamı ve belirsizlikler, 2023 ve sonrasına yönelik tahmin yapmamızı zorlaştırıyor. Küresel iklim değişikliğinin getirdiği öngörülemez ortam da sektörümüz açısından tüm dinamikleri etkiliyor. TGDF olarak her zamanki gibi 2023’te de, hem iç hem dış pazarda sürdürülebilir şekilde büyümeyi devam ettirmek, ekonomimize ve vatandaşlarımızın refahına katkı sağlamak için çalışacağız. Yılın bu son günlerinde, gelecek yıla umutla bakıyor, sorunların düzeleceğine dair inancımızı koruyoruz.
TGDF Vizyon Aralık 2022 sayısı vesilesiyle tüm TGDF ailesine mutlu, sağlıklı, verimli ve kazançlı bir yıl diliyorum.